24 Ekim 2016 Pazartesi

İlk Öğretmen/Cengiz Aytmatov

İLK ÖĞRETMEN-CENGİZ AYTMATOV

Elips Kitap



 ''Ağlama Altınay.''dedi.''Birlikte diktiğimiz kavakları ben büyüteceğim.Büyük bir kadın olup da döndüğün zaman ne kadar güzel olduklarını göreceksin.''

 Cengiz Aytmatov'un bir solukta okunabilecek kısa bir hikayesi. Elips Kitap'ın 62 sayfalık basımıyla bir günlük okumalarınıza sığdırabileceğiniz etkileyici bir eser.

Kısa Bir Bakış

 Altınay 14 yaşında annesini ve babasını kaybetmiş, amcası ve teyzesiyle yaşamak zorunda kalan akıllı bir Kırgız çocuğu. 1924 yılında yoksul ve cahil bir köyde yaşamaktalarken köye gelen,köyün eski ailelerinden birinin çocuğu olan, askerliğinde okuma yazma öğrendiği için köyüne öğretmenlik için gönderilen Duyuşen ile köyün sıradan yaşantısında değişiklikler olur.


 Köylüler çocukların okumasının gereksiz olduğunu,kendi halinde hayvancılık ve tarım yapan bir köy olduklarını iddia ederek Duyuşen'in bu girişimini desteklemezler. Duyuşen tek başına eski bir tavladan okul yapmaya çalışırken Altınay topladığı tezekleri gizliden okula götürür. Böylece öğretmeni Duyuşen ile aralarındaki bağ fark etmeden başlamış olur. 



 Kendisi bile alfabeyi doğru düzgün bilmeyen bu ilk öğretmen büyük bir özveriyle ne biliyorsa en iyi şekilde öğrencilerine aktarmaya çalışır. Köylerinden dahi çıkmamış bu öğrencilere şehirleri,denizleri,dünyayı anlatır. Onların ufkunu geliştirmek için her şeyi yapar. Gün gelir onları karda sırtında taşır. Tek isteği okumalarıdır.



 Altınay'ı teyzesi okula göndermek istemese de öğretmenin girişimleri sonucunda okula başlar. Oldukça başarılı ve akıllı bir kız olan Altınay'a öğretmeni yürekten inanır ve onun şehre giderek eğitiminin devamını getirmesini ister.  Ancak bu sandığı kadar kolay değildir. Teyzesi ve amcası Altınay'ı yaşlı bir adamla ikinci eş olarak zorla evlendirir. Duyuşen ne yapar eder onu buradan kurtarak şehre gönderir.



 Altınay Moskova'da öğrenimini tamamlar, Sibirya'ya Tomsk Üniversitesi'ne gönderilir. Artık başarılı ve ünlü bir profesördür. Yıllar sonra köylerindeki bir okul açılışına davet edildiğinde Duyuşen'le karşılaşmaya dayanamadığı için oradan halka bahaneler uydurararak kaçar.


Bence;

 Bu eserde yüzyıllardır var olan cehaleti ve ön yargıyı görmek mümkün. İç savaşın henüz bittiği Sovyetler Birliği'ne gidip Ekim Devrimi'nin etkilerini küçük bir Kırgız köyünde bizlere gösterir. 
İlk öğretmenin ne denli önemli olduğunu, bir çocuğun istendiğinde neler başarabileceğini,umudu,inandığının peşinden gitmeyi,ilk aşkı ve ön yargılarla savaşmayı öğretir bize bu kısacık eser.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder