UMUT-Hayat Akan Bir Sudur
AYŞE KULİN
Everest Yayınları
Ayşe Kulin'in 1924-1941 yılları arasındaki İstanbul'u anlattığı,2009 yılında yayınlanmış romanı.
Ayşe Kulin'in Füreya,Sevdalinka ve Köprü romanlarından sonra okuduğum dördüncü romanı. Ancak farketmeden yaptığım hata şu ki Umut; Veda adlı romanının devamı niteliğinde imiş. Ben bunu kitabın yarısına geldikten sonra fark ettim ve bırakmadım okumayı.
Ayşe Kulin akıcı,yalın bir anlatıma sahip geneli biyografik romanlarıyla ünlü bir yazar. Bu romanında da aynı anlatım özellikleri okuyucuya büyük bir keyif veriyor.
Romana Kısa Bir Bakış
Romanda iki aile anlatılmakta. Bosna'nın masada kaybedilmesinin üzerine İstanbula taşınan Boşnak Zeki Salih Kulin ailesi(yazarın Kulin soyundan gelmektedir) ve Osmanlı'nın son Maliye Nazırı Ahmet Reşat Yediç'in ailesi.
Cumhuriyetin ilanı ve İstanbul'un hızla değişimi etkisinde kalmış Müslüman iki aile. Bir yanda Zeki Salih Bey'in Sultanahmet'teki konağında yeni hayatına ayak uydurma çabaları, diğer yanda da Beyazıt'taki konakta sürgünden dönen Ahmet Reşat Bey'in kalabalık ailesiyle sürdürdüğü hayatı.
Romanda karakter sayısı çok fazla,iki hikaye anlatılıyor. Ve tabiki bu iki ailenin hikayeleri bir noktada birleşiyor.
Ana karakterler Ahmet Reşat Bey'in kızı Sabahat ve Ermeni genç Aram iken birden Kulin ailesinden Muhittin ve Ahmet Reşat'ın torunu Sitare oluyor.
Bence
Sabahat ve Aram arasında etnik kökenden dolayı kavuşulamayan bir aşk... Roman bu açıdan mutlu son ile bitmiyor. Dediğim gibi ana karakterler birden değişiyor. Tek hoşlanmadığım nokta Aram'ın annesinin,benim inanmadığım,Ermenilere yapılan kötülükleri anlattığı bölüm.
Romandaki en sevdiğim karakter inşaat mühendisi Muhittin Kulin. Onurlu,başarılı,inançlı bir mühendis. Türkiye'de lisans eğitimini tamamlayıp Almanya'ya giderek kendini geliştirdikten sonra vatanına hizmet etmek için Türkiye'ye dönüyor.İnşaat mühendisi olmasına rağmen alanı dışında kendine verilen görevleri de layıkıyla yerine getiriyor.Yılmadan,zorluklara göğüs gererek Adana'da, Fırat'ta, Karadeniz'de hizmetlerini sürdürüyor. Muhittin sayesinde üst mevkilerin,siyasilerin aksayan yönlerini görüyoruz. Onunla o zamanlar İstanbul dışının taşra sayıldığı Anadolu'ya da iniyor, yoksulluğu ve savaştan sonraki insanlarımızı görüyoruz.

Muhittin'in 30 yaşına kadar aşkı bulamayıp bir gün ilk gördüğünde 'evet o benim hayatımı geçireceğim kadın'diyeceği günü beklemesi bize umudu yaşatıyor. Evet, Boşnak Muhittin'in hayatının aşkı Sitare.İlk gördüğünde aşık oluyor ona. Roman bir kız çocuklarının dünyaya gelişi ile sonlanıyor.
Ayrıca romanda Atatürk'ün ölümü,2.Dünya Savaşı'nın başlangıç evresi,Erzincan Depremi de kısaca anlatılıyor.
Ayşe Kulin tarih sahnelerinin içine büyük aşkları en iyi şekilde yerleştirebilen yazarlardan biri bence. Sıkıcı bilgi aktarımlarına girmeden bir aşkı okurken kendinizi tarihi de öğrenmiş olarak buluyorsunuz. Okunmaya değecek,tavsiye listesinde olacak bir eser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder